Bolu Bayan Masöz-Hizmetleri Esra
Bolu Bayan Masöz-Hizmetleri Esra
Bolu Bayan Masöz-Hizmetleri Esra Kraliyet Donanması’nda 1627’de yürürlüğe giren ölüm cezası, sonrasında da nadiren uygulandı. Herhalde amiraller gemilerindeki bütün eşcinselleri öldürmenin donanmayı çok zayıflatacağını ve bunun altından kalkamayacaklarını biliyorlardı. 17. Yüzyılda mahkemeye intikal eden az sayıdaki livata davasında işin içinde genellikle eşcinsellikten fazlası vardı. Davalının livatayla kabahatlanması için üstlerinin husumetine yol açan başka şeyler de yapmış olması gerekiyordu. Sözgelimi 1649’da Abdul Ryhme adındaki bir Hintlinin kendisine duhul etmesine izin verdiği için on altı yaşındaki John Durrant’a dava açıldı.
Dokuz Hıristiyanla birkaç Hindu çiftin, geminin çeşitli yerlerinde ilişkiye girip birbirlerine mastürbasyon yaptıklarına tanıklık ettiler. Durrant ve Rhyme’ye kabahatlarından dolayı, diğer cezaların yanı sıra kırk kırbaç cezası verildi ve yaralarına tuzlu su dökülmesi emredildi. Cezanın sertliğinin nedeni çiftin farklı ırklardan olmasıydı. Sadece asıl üzerinde durulması ihtiyaç duyulan nokta suçlulara karşı mevcut delillerin çokluğuna karşın ölüm cezası verilmemesiydi. 18. Yüzyıla gelindiğinde Britanya donanması livata suçlarına ağır cezalar vermeye başlamıştı.
Bolu Bayan Masöz-Hizmetleri Esra
Bolu Bayan Masöz-Hizmetleri Esra Yetkililer “yabancı” etkisinde bırakır yüzünden bu kötü alışkanlıkta bir artış bulunduğunu fark etmişlerdi. 1706’da Swallow gemisinin levazım subayı James Ball, kamarasında on üç yaşındaki bir oğlanla zorla cinsel ilişki kurmaktan ölüm cezasına çarptırıldı. Elli yıl sonrasında Henry Bicks bir oğlanla tekrar tekrar cinsel ilişkiye girmekle ve ardından hapiste mahkemeyi beklerken uyuyan bir mahkumu rahatsızlık etmekle suçlandı. Günahlarından dolayı Bicks’e beş yüz kırbaç vuruldu ve boynuna bir yular takılarak görevinden alındı. Bicks’e karşı meydana getirilen suçlamalar için yeterince görgü tanığı vardı fakat somut deliller olmayınca livata kabahatlamasını ölümle cezalandırmak mümkün olmuyordu. Donanma yargıçları genellikle penetrasyon ve boşalmaya dair somut kanıt istiyordu.
1762’de Martin Billin ve James Bryan çok sağlam görünen bir kanıta dayanılarak kulamparalık suçundan dava edildi. Ana şahit, iki adamı “bir sandığın gerisinde gördüğüne, Martin Billin’in yüzünün sandığa, sırtının da James Bryan’a dönük olduğuna” şahitlik etti. Sözlerine şöyle devam etti: “Kendimi sandığın üstüne attım, elimi Bryan’ın ön tarafıyla Billin’in arka tarafı arasına soktum; Billin’in kısa pantolonu kalçalarının nerede ise yarısına kadar inmişti; Bryan’ın pantolonu da dizlerine kadar inmişti. Bryan’ın penisini tutup Billin’in anüsünden çekip çıkardım.”