Bolu Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar
Bolu Mutlu Sonlu Masöz
Elizabeth önün ülseri için çiğnediği naneli tabletlerin kokusunu duyuyor. Adam kendinden kararlı, arkasına yaslanıyor, sö ylenmemiş vaatler soluyor. Başka biri onun ne olduğunu şıp diye anlardı bir ihtimal, ama Elizabeth anlamıyor. Daha değil. V I˙çkiler geliyor ve Elizabeth içkisini, kalçalarının içinde şehvetin bir çö l Bolu Mutlu Sonlu Masöz çiçeği benzer biçimde açıvereceğini umarak, ilaç şeklinde bir yudumda yutuyor. Gri elbiseli adam masanın üzerinden ona doğru uzanıyor, mahrem bir. şey sö yler şeklinde evini satmayı dü şü ndü ğü nü sö ylü yor. Karısı aklına yeni bir ev almayı koymuş, daha kuzeyde bir yerde, biraz daha bü yü kçe bir ev. Belki Elizabeth ilgilenecek birini biliyordur?
Satılığa çıkardığı evin bü tü n elektrik donanımı bakırdanmış, yepyeniymiş. Yer döşemelerini de duvardan duvara yapmış oldurmış. Parasal açıdan bu işin altından kalkabileceğine inanıyormuş. Hem, yeni bir alana da el atmış: Tuhafiye diyor. Elizabeth, “Tuhafiye mi?” diye soruyor. Bedeni plastik yastıklı kanepenin ü zerinde bir kum torbası benzer biçimde oturuyor; ağır, kuru, cansız. Adam, “Doğum gü nü partileri için” diyor. “Minyatü r helikopterler, dü dü kler, yumuşak plastikten kurukafalar, canavarlar, oyuncak kol saatleri falan. Bö yle şeyler işte.” sonra Elizabeth’e çocuklarının nasıl bulunduğunu soruyor.
Bolu Mutlu Sonlu Masöz
Elizabeth, “Açıkçası, kocamla ben ayrıldık” diye karşılık veriyor. Belki bu haber, evli erkeklerde ayrıldık, boşandık sö zcü klerinin uyandırması ihtiyaç duyulan avlanma dü rtü sü nü uyandırır. Ne var ki, adamı sinirlendirmekten başka bir işe yaramıyor. Adam gö rü nü şte garsonu arar gibi çevresine gö z gezdiriyor. Elizabeth birden farkına varıyor ki, kendisi onunla gö rü nmek istemediği şeklinde, erkek te Elizabeth’le gö rü nmek istemiyor. Yoksa, Elizabeth’in kendisine asıldığım mı sanıyor? Olabilir mi bu? Elizabeth’in onu kullanmak istediğini mi düşünüyor? İnanılmaz. Ama bunu söylemek onu aşağılamak olur şimdi.
Elizabeth, acaba onunla dü rü stçe konuşmayı mı denesem, diye dü şü nü yor: tüm ilgilendiğim, bir gecelik bir duraklama. Mümkünse bir saatlik. Hem benimle mevzuşmak zorunda da değilsin. Bağlanmak yok, kısıtlanmak yok, sınır yok; kargaşaya ben de yeni bir şey eklemek istemem. Seni yaşamımda istemiyorum, seni aramamın sebebi de bu zaten.
Ama adam iki ay ö nce geçirdiği bir ameliyattan sö z etmeye başlıyor. “Bilemezsin, ne kadar acı vericiydi” diyor. Elizabeth, faydasız diye dü şü nü yor, ziyanın neresinden dü nsen kârdır. Benden geçti artık: Parkta avlayacak erkek aramak, sinemalarda el yordamıyla sevişmek sonlandı. Elizabeth ustalığını, becerisini unutmuş. Nasıl isteyeceğim unutmuş.