Bolu Masaj Salonu Mutlu Sonlu-Esra

Bolu Masaj Salonu Mutlu Sonlu-Esra

Bolu Masaj Salonu Mutlu Sonlu-Esra, Cordelia’n Johannes! Hiçbir umut yok mu artık? Aşkın bir daha canlanmayacak mı? Nerden emin olduğumu bilmiyorsam da senin beni sevmiş bulunduğunu biliyorum. Uzun yıllar geçse de bekleyeceğim, sen başkalarım sevmekten bıkıncaya dek bekleyecek, bekleyeceğim; o vakit aşkın gömütından yeniden doğrulacak, seni her zamanki şeklinde seveceğim, şükran duyacağım sana her zamanki benzer biçimde, eskisi gibi ah Johannes, eskisi benzer biçimde! Johannes!

Bana karşı gösterdiğin bu taş kalpli kayıtsızlık, bu senin gerçek yapın mı? Aşkın, o koskoca yüreğin yalnızca bir yalandan mı ibaretti? Doğrusu şimdi gerçek kişiliğine ini döndün? Aşkıma tahammül et, seni sevmeye devam ettiğim için beni bağışla; biliyorum, aşkım sana yük oluyor, fakat bigün gelecek Cordelia’na döneceksin. Senin Cordelia’na! Kulak ver bu yakarmaa! Senin Cordelia’n, Senin Cordelia’n. Cordelia’n Cordelia, Johannes’inde hayran kaldığı ses perdesi genişliğine haiz olmasa da bazı ayarlama çabalan açıkça görülebilir. İfadesinde bir ölçüde netliğin eksikliği görülse de mektuplarından her biri açıkça, ruhsal durumunun damgasını taşıyor

Bolu Masaj Salonu Mutlu Sonlu-Esra

Bolu Masaj Salonu Mutlu Sonlu-Esra Özellikle de ikinci mektupta konum bu şekilde: Söylemek istediği, anlaşılmaktan ziyade kuşku uyandırıyor, fakat bence o mektubu böylesine dokunaklı kılan da bu kusurdur. 4 Nisan Dikkat edin bilinmeyen güzelim! Dikkat edin! Faytondan aşağı inmek o kadar bayağı değildir. Bazen geri dönülmez bir adımdır bu. Size Tieck’in öyküsündeki bir kadının, atandan aşağı indiğinde iyi mi çok büyük bir kargaşanın içine düştüğünü ve o adımın tüm yaşamını iyi mi belirlediğini anımsatabilirim.

Üstelik faytonun basamakları çoğu zaman öyle kötü yerleştirilir ki insanoğlunun artık zarafeti bir yana bırakıp arabacının veya uşağın kollarına doğru perişan bir hamle riskini göze alması gerekir. Evet bu işten kârlı çıkan uşakla arabacıdır! Genç kızların olduğu bir evde uşak olarak çalışmayı gerçekten düşünüyorum; bir uşak böyle bir kızcağızın gizlerine kolayca sırdaş olabilir. Ama Tanrı aşkına, atlamayın, size yalvarıyorum! Hava da karanlık; aslına bakarsan sizi rahatsız etmem, şu sokak lambasının altında dururum, böylece beni göremezsiniz; ne de olsa insan görüldüğü ölçüde çekingen olur, ama öte taraftan insan ancak görebiliyorsa görülebilir.